6284 Sayılı Kanun: Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi ve Hukuki Koruma Mekanizmaları
Kadına yönelik şiddet, yalnızca bireysel bir sorun değil, aynı zamanda toplumsal bir problem olarak uzun yıllardır varlığını sürdürmektedir. Türkiye’de bu sorunun önlenmesine yönelik önemli bir adım, 8 Mart 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile atılmıştır. Bu makalede, kanunun amacı, kapsamı, uygulama esasları ve sunduğu hukuki koruma mekanizmaları ele alınacaktır.
Kanunun Amacı ve Kapsamı
6284 sayılı Kanun, kadına yönelik şiddetin ve aile içi şiddetin önlenmesi amacıyla hazırlanmış bir düzenlemedir. Kanunun amacı, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınlar başta olmak üzere, çocukların, aile bireylerinin ve mağdur olan diğer bireylerin korunmasını sağlamaktır. Kanunun kapsamı ise oldukça geniş tutulmuş, yalnızca kadınları değil aynı zamanda şiddet mağduru olabilecek her bireyi kapsayacak şekilde düzenlenmiştir.
TMK ile Karşılaştırma: Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) aile bireylerinin hak ve yükümlülükleri düzenlenmiş olmakla birlikte, 6284 Sayılı Kanun, şiddet mağdurlarının özel olarak korunması ve desteklenmesi için ayrıntılı hükümler içermektedir.
Kanunda Tanımlanan Şiddet Türleri
Kanun, şiddeti yalnızca fiziksel boyutuyla ele almamış, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddet türlerini de kapsamına almıştır. Şiddetin geniş bir tanımı yapılarak, mağdurların her türlü zararlı davranıştan korunması hedeflenmiştir. Şiddet türlerine örnekler şunlardır:
- Fiziksel Şiddet: Kişinin bedenine yönelik saldırılar (örneğin, darp, yaralama).
- Psikolojik Şiddet: Hakaret, tehdit veya aşağılayıcı davranışlar.
- Ekonomik Şiddet: Kadının ekonomik bağımsızlığını kısıtlamaya yönelik eylemler.
- Cinsel Şiddet: Rıza dışı cinsel davranışlar.
Koruyucu ve Önleyici Tedbirler
Kanunda, şiddet mağdurlarının korunması ve şiddetin önlenmesi için koruyucu ve önleyici tedbirler öngörülmüştür. Bu tedbirler, hâkim kararıyla veya gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda kolluk amiri tarafından alınabilir.
Koruyucu Tedbirler (6284 Sayılı Kanun m. 5):
Koruyucu tedbirler, mağdurların fiziksel ve psikolojik olarak güvenliğini sağlamak için alınan bireysel önlemleri içerir. Bu tedbirlerden bazıları şunlardır:
- Mağdurun güvenli bir yere yerleştirilmesi.
- Geçici maddi yardım sağlanması.
- Mağdura psikolojik, mesleki veya hukuki destek verilmesi.
- Kimlik ve adres bilgilerinin gizli tutulması.
Önleyici Tedbirler (6284 Sayılı Kanun m. 3 ve 4):
Şiddet uygulayan kişiye yönelik alınan önlemler şunlardır:
- Şiddet uygulayanın mağdura yaklaşmasının yasaklanması.
- Ortak konuttan uzaklaştırılması.
- İletişim araçlarıyla mağdurla irtibat kurmasının engellenmesi.
- Silah bulundurma veya taşıma yetkisinin iptali.
Uygulama ve Denetim
Kanunun etkin bir şekilde uygulanabilmesi için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, kolluk kuvvetleri ve adli merciler arasında sıkı bir işbirliği öngörülmüştür. Ayrıca, şiddet mağdurlarının hızlı ve etkili bir şekilde yardım alabilmeleri amacıyla ŞÖNİM (Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri) gibi destek mekanizmaları oluşturulmuştur.
Adli Kontrol Mekanizması: Kanun kapsamında verilen tedbir kararları hâkim tarafından denetlenir. Tedbir kararlarına aykırı hareket eden şiddet uygulayanlar, TCK’nın ilgili maddeleri uyarınca cezalandırılır.
Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde 6284 Sayılı Kanunun Önemi
6284 Sayılı Kanun, özellikle uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesinde önemli bir araçtır. Kanunun dayandığı en temel uluslararası belge, İstanbul Sözleşmesi’dir. Bu sözleşme, Türkiye’nin kadın hakları konusunda uluslararası bir taahhüt altına girmesini sağlamıştır.
Ancak, İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin çekilmesi, bu alandaki tartışmaları yeniden gündeme taşımıştır. İstanbul Sözleşmesi’nden bağımsız olarak, 6284 Sayılı Kanun halen yürürlükte olup, şiddet mağdurlarına sağlanan koruma tedbirleri açısından kritik bir hukuki dayanak oluşturmaktadır.
Eleştiriler ve Eksiklikler
6284 Sayılı Kanun, uygulamada bazı sorunlarla karşılaşmaktadır. Bu sorunlardan bazıları şunlardır:
- Tedbir Kararlarının Uygulanmaması: Tedbir kararlarının kolluk kuvvetleri veya diğer yetkililer tarafından yeterince takip edilmemesi, mağdurların güvende hissetmesini engelleyebilmektedir.
- Mağdurların Koruma Altına Alınma Süreci: Mağdurların güvenli bir şekilde barınabileceği yerlerin sayısının yetersiz olması, uygulamada aksaklıklara neden olmaktadır.
- Toplumsal Farkındalık Eksikliği: Şiddetle mücadelede toplumsal farkındalık çalışmalarının yetersiz kalması, şiddetin önlenmesini zorlaştırmaktadır.
Sonuç
6284 Sayılı Kanun, kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve mağdurların korunması açısından Türk hukukunda önemli bir yere sahiptir. Kanunun etkin bir şekilde uygulanması, yalnızca yasal düzenlemelerle değil, aynı zamanda toplumsal farkındalık ve devlet organlarının etkin iş birliği ile mümkündür. Şiddetin son bulması için bireylerin haklarının korunması kadar, toplumun bilinçlendirilmesi de gereklidir. Bu bağlamda, hukukçuların ve diğer ilgili birimlerin bu alanda sorumluluk üstlenmesi büyük önem taşımaktadır.